Bizi Arayın: +90 536 450 89 94
Saçların tamamı olmasa da bir kısmı geri gelir. 2. aya kadar normalden biraz daha seyrek bir görüntü ile karşılaşırız. Ama 2. ay itibariyle saçlar normal sıklığına döner ve ilgili alanda kök alımına dair herhangi bir belirti kalmaz.
Eğer, ensedeki saçlar gerekli olan greft miktarını karşılamaz ise açık alanı kapatabilmek için başka bölgelerden kök transferi yapabiliriz. Bu durumda sakal, göğüz ve sırt bölgesindeki kılları değerlendiriyoruz. Uzama hızı ve saç kalitesi ile benzerlik göstermesi nedeniyle sakalın ilk tercih ettiğimiz bölge olduğunu söyleyebiliriz.
Kök alımı, kanal açılması ve ekilmesi olmak üzere saç ekiminde 3 aşama vardır. Alım ve kanal açımı aşamaları, ekim sonrasında iz kalmasına yol açacak aşamalardır. Köklerin alındığı mikropunçlar, saç kökü kalınlığına bağlı olarak 0,6 ya da 0,7 mm olmalıdır. Kalınlığın daha üst seviyede olması durumunda, nakil alanında kalıcı izlerin oluşması muhtemeldir.
Saç ekimi aday hastasının, operasyona engel olacak herhangi bir sağlık sorunu bulunmuyorsa yaş konusunda herhangi bir sınırımız bulunmamaktadır. Yanık, enfeksiyon ya da travmaya bağlı saç kaybı yaşayan çocuk hastalarda ise lokal anesteziye yaşı uygun olmazsa, genel anestezi altında saç ekimi yapılabilmektedir.
Mevcut saçların korunması; ancak var olan saçların yönü ve çıkış açısı göz önünde bulundurularak kanalların titizlikle açılmasıyla sağlanabilir. Kendisini bu alanda yetiştirmiş deneyimli bir cerrah tarafından yapılacak saç ekimi sonrasında sonuçlar her zaman başarılıdır. Bu şartlara uymayan farklı bir yerde saç ekimi yaptıracak olursanız; kanal açımı esnasında saç kökleri zedelenebileceği için mevcut saçlarınız geri gelmeyecek şekilde kayba uğrayabilir.
Hasta, işlem süresinden bir gün sonra kontrol, ilk yıkama ve pansuman gibi aşamalar için kliniğe çağırılır. Üçüncü gün itibariyle yıkamanın nasıl yapılacağı ve ne tür bakımlar uygulaması gerektiği ile ilgili bilgiler hastaya bu süreçte verilir ve uygulanarak gösterilir. Üçüncü gün itibariyle hasta kendisine tarif edildiği gibi saçlarını yıkar ve bakımını yapar. İlk yıkamada yalnızca şampuan kullanır. İkinci yıkamada ise bir saat öncesinden losyon uygulayıp, bir saat bekler ve ardından şampuan uygular. Bu sıralama iki hafta boyunca devam ettirilir. İki hafta sonra sadece şampuanın kullanılması yeterli gelir. Mevcut eski saçların seneler içindeki dökülmesini engellemek ya da ekilen yeni saçların daha hızlı çıkmasını tercih eden hastalarımıza ise kullanımını zorunlu görmediğimiz, içeriği tamamen doğal ürünler olan kürler ya da destekleyici tedaviler tavsiye edebiliriz.
Saç ekimi sonrasında esneme egzersizlikleri kolaylıkla yapılabilir. Ağırlık çalışma gibi aktiviteler için en az iki hafta beklenilmesi gerekir. Futbol ve boks gibi başa darbe gelme ihtimali olan sporlara ise 3 haftadan önce başlanılmamalıdır.
Ekim gerçekleştirildikten bir hafta sonra denize girebilir. Fakat, havuzun klorür seviyesi yüksek olduğundan dolayı iki hafta sonra girilmesi daha uygun olacaktır.
Saç ekimi yapıldıktan 3-4 gün sonra şapka takılabilir. Ancak, bere çok daha sıkı bir aksesuar olduğu için en az bir hafta beklenmesi gerekir.
A kişisinin saçı, B kişisine ekilecek olursa, çok ciddi reaksiyonlar gelişir ve ekilen saçlar vücut tarafından reddedilir. Aynı zamanda, deri kaybına da yol açabilecek ciddi enfeksiyonlar görülebilir. Bu nedenle, bir başkasının saçı bir başkasına ekilemez.
Yaşadığımız çağın sunduğu koşulları (klima gibi) göz önünde bulundurduğumuz zaman her mevsim saç ekimi yapılabileceğini söyleyebiliriz.
Ekilen saçlar 2. ay itibariyle kalıcı olarak çıkmaya başlayacak; fakat derinin örtülmesine yeterli olacak görünüme ulaşmayacak. Dokunulduğunda ele dike batma hissi veren saçların bu dönemde bu şekilde algılanması normaldir. Gelişmeye devam eden saçlar 6 ila 8 ay içinde kafa dersini örter düzeye gelir. İyileşmenin tamamen sonra ermesi ise en az 1 yılı bulur.
Ekilen saçlar işlem sonrasında hemen uzamaya başlar. Ancak, 1,5-2 hafta sonra bu saçlarda geçici olarak bir dökülme başlar ve 1,5-2 ay içinde ekilen saçların yaklaşık 4/5’ü dökülür. Dökülen saçlar, 2. ay itibariyle kalıcı olarak çıkmaya başlar ve 6 ila 8 ay içinde kafa dersini örter hale gelir. Bu süreç sonrasında çıkan saçlar dökülmeyecektir.
Saç ekiminden 2 gün sonra masa başı işe dönüş yapılabilir. Ancak, çalışma ortamı tozlu ve ekim bölgesine temas ihtimali varsa en az 1 hafta beklenmelidir.
Operasyonda 1 hafta önce asprin ve kan sulandırıcı ilaçların kullanımına son verilmelidir. En az 5 gün öncesine kadar alkol alınmamalıdır. 2 hafta öncesine kadar ise trisiklik antidepresanlar, pıhtılaşmayı önleyen heparin ve coumadin gibi ilaçlar, beta blokerler ve mao inhibitörleri kullanımı bırakılmalıdır. İşleme tok karınla ile gelinmesi önemlidir. Eğer, mümkün ise sigaranın da en az 2 gün öncesinden bırakılmasını tavsiye ederiz. Kanamayı artırmaması adına 1 hafta öncesinden B ve E vitaminleri içeren multivitaminlerin alınmaması gerekir. Operasyona gelmeden önce giyme ve çıkarma esnasında başa sürtmeyecek ve rahat giymeye olanak sağlayacak kıyafetler giyilmelidir.
Operasyondan sonra hastalara hangi kurallara uyulması gerektiğini anlatıyoruz. Bu kurallara uyulması durumunda, hastayı rahatsız edecek önemli bir rahatsızlık ile karşılaşılmaz.
Kişiye ekilecek saç kökünün miktarına göre ortalama 6 ila 8 saat arasında sürdüğünü söyleyebiliriz. Bu süre içinde hastanın yemek molası ve dinlenmesi süresi de vardır.
Saçsız alanın ne kadar köke ihtiyaç olduğu ve bir seansta verici alanı zedelemeyecek şekilde en fazla ne kadar kökün alınabileceği hesaplanır. Alınan saç kökü miktarı doğrultusunda; saçsız alana doğal sıklıkta en iyi görünüm sağlanacak şekilde geniş bir alanda santimetre kareye 35-50 kök, daha az açıklıklarda ise daha sık bir görünüm için 50-85 kök ekilebilir. Yönleri ise mevcut tüyümsü saçlar göz önünde bulundurularak aynı gön ve açıda kanalların açılmasıyla doğal bir şekilde verilir.
Operasyonda rastlanılan en büyük sorun, genellikle beklentilerin tam olarak karşılanamamasıdır. Bunun iki nedeni vardır. Sıklıkla karşılaşılan ilk sorunun; hastanın eski haline en yakın sonucu umut etmesi ve sonucun bunun uzağında kalması olduğunu söyleyebiliriz. Bu sorunun nedeni; hastanın beklentilerinin tam anlaşılamaması ve ulaşılacak sonuca dair detaylı bir şekilde bilgilendirilmemiş olmalarıdır. Bu ve benzeri sorunları önleyebilmek adına; saçsız alanın ne kadar saç köküne ihtiyaç duyduğu ve verici alandan alınacak kökler ile nasıl bir sonuca ulaşılacağının hesabı çok iyi yapılmalıdır. Bu aşamalar sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilemez ise hasta tam olarak bilgilendirilemez ve işlem hayal kırıklığı ile sonuçlanır. Diğer karşılaşılan sorun ise sonuçların çim adam görüntüsü vermesidir. İşlemi yapan kişi alanında uzmanlaşmış bir cerrahi değil ve yeteri kadar tecrübeye sahip değil ise bu sonuç ile karşılaşılması kaçınılmaz olur.
Operasyonda kullanılacak ekipmanın ve eşlik edecek ekibin işlem üzerinde çok büyük bir etkisi vardır. Materyallerin sterilizasyon işleminden geçirilmiş, yeterli kalitede ve körelmemiş olması gerekmektedir. Mikroplardan arındırılmamış ekipmanın kullanılması, hastayı enfeksiyon riski ile karşı karşıya bırakır. Ayrıca, kalitesiz ve körelmiş ekipman kullanılması; saç köklerinin toplanması ve ekilmesi esnasında saç köklerinde hasar oluşumu riskine yol açar.
Kök alımı, yön verme açısından işlemin en incelik taşıyan kısmı olan kanal açımında ve saç köklerinin açılan kanallara doğru açılarda titizlikle ekilmesi çok önemlidir. Bu aşamaların başarılı bir şekilde sonuçlanması ancak ekibin tecrübesi ile mümkündür.
Saç açıklığı ve verici alanın sıklığına göre bu süre değişiklik gösterebilir. Eğer, açıklık makul seviyede ve ense sıklığı da bu açıklığı istenilen sıklıkta kapatmaya yetecek gibi ise bir seansta tamamlanabilir. Fakat, açıklık çok geniş ve verici alandan alınabilecek kök miktarı hasar vermeden bu bölgeye bir seansta nakil etmeye uygun değil ise verici alanda iz bırakmamak için en az 6-8 ay sonra ikinci seans planlanabilir.
Saç ekiminden sonra FUT tekniğinde olduğu gibi ağrı hissedilmez. Ağrı eşiği kişiden kişiye farklılık gösterir. Bazen işlem gününün akşamında ağrı kesici kullanmayı gerektirecek kadar hafif bir ağrı hissedilebilir. Ağrı kesici kullandıktan sonra hissedilen bu şikayet tamamen ortadan kalkar. Ağrı eşiği yüksek olan hastalarda ise ağrı kesici kullanmayı gerektirecek kadar ağrı hissedilmez.